MARS YENGEÇ BURCUNDA
MARS YENGEÇ BURCUNDA
“Şimdi bana kaybolan yıllarımı verseler..”
Çocukluğumuza doğru bir yolculuğa çıkıyoruz.
Büyüdüğümüz ev.. Sokaklarında koşturduğumuz mahallemiz..
Kursağımızda kalan heveslerimizi yeniden alevlendirecek bazı gelişmelerle karşılaşabiliriz.
Ailesi tarafından arayıp sorulmayan, ilgiden mahrum kalmış, duygusal bağları bir şekilde kopmuş kişiler, bu meselenin peşine düşmeye çalışabilir! Nasıl bu hale geldik? Nerede başlamıştı bu hikaye ve neden şimdi buradayız?
Aile içerisinde birtakım seslerin yükseldiğine şahit olabiliriz, belki de o sesi çıkaracak kişi artık bizizdir. Birikmiş öfkemiz varsa, bunlar geçmişteki birtakım ailevi konulara dayandırılarak yeniden gün yüzüne çıkabilir.
“Ailem / Yuvam her şeyin önünde gelir” mantığı ile korumacı ve mücadeleci bir ruh hali içinde olabiliriz. Sınırlarını koruyan bir asker gibi, yuvamızı “dış tehditlere” karşı korumacı bir hale bürünebiliriz. Ailemizin iç işlerine karışmaya çalışan akraba ve çevreye karşı kılıcımız keskin olabilir.
Yapıcı yönüyle, yine ailemiz, hanemiz ve yuvamızın ihtiyaçlarını gidermek için elimizden gelen en güçlü mücadeleyi ortaya koymaya çalışabiliriz. Ancak Mars Yengeç burcunda biraz çocuksu motivasyonlarla ve subjektif bakış açısıyla çalışabileceği için, kaş yapayım derken göz çıkarma ihtimalimiz de olabilir. Nereden başlayacağımızı bulmakta zorlanabiliriz.
Olumlamamız şu olabilir:
“Geçmişin gölgesinde ve öfkesinde yaşamamın beni ve tüm hayatımı yıprattığının farkındayım. Bu yüzden, kendimi, yuvamı ve ailemi şifalandıracak şeyin, yaşamın kendisini sevgiyle kucaklamaktan geçtiğinin bilincindeyim. Affedilecek birilerinin olmadığını; yaşamımın, eylemlerimin sonucunda şekillendiğini biliyorum. Geçmişle hesaplaşmak yerine barışmayı; Geçmişten kaçmak yerine sarılmayı seçiyorum. Yüce Yaradan’ın kimsenin düşmanı olmadığını, yaşadığımız hayatın geçiciliğini, ÖZ’de ruhun gerçek görevinin Varoluşun Muhteşemliğini Seyretmek’ten başka bir şey olmadığını idrak ediyorum.”
Kaan Karabulut
“Şimdi bana kaybolan yıllarımı verseler..”
Çocukluğumuza doğru bir yolculuğa çıkıyoruz.
Büyüdüğümüz ev.. Sokaklarında koşturduğumuz mahallemiz..
Kursağımızda kalan heveslerimizi yeniden alevlendirecek bazı gelişmelerle karşılaşabiliriz.
Ailesi tarafından arayıp sorulmayan, ilgiden mahrum kalmış, duygusal bağları bir şekilde kopmuş kişiler, bu meselenin peşine düşmeye çalışabilir! Nasıl bu hale geldik? Nerede başlamıştı bu hikaye ve neden şimdi buradayız?
Aile içerisinde birtakım seslerin yükseldiğine şahit olabiliriz, belki de o sesi çıkaracak kişi artık bizizdir. Birikmiş öfkemiz varsa, bunlar geçmişteki birtakım ailevi konulara dayandırılarak yeniden gün yüzüne çıkabilir.
“Ailem / Yuvam her şeyin önünde gelir” mantığı ile korumacı ve mücadeleci bir ruh hali içinde olabiliriz. Sınırlarını koruyan bir asker gibi, yuvamızı “dış tehditlere” karşı korumacı bir hale bürünebiliriz. Ailemizin iç işlerine karışmaya çalışan akraba ve çevreye karşı kılıcımız keskin olabilir.
Yapıcı yönüyle, yine ailemiz, hanemiz ve yuvamızın ihtiyaçlarını gidermek için elimizden gelen en güçlü mücadeleyi ortaya koymaya çalışabiliriz. Ancak Mars Yengeç burcunda biraz çocuksu motivasyonlarla ve subjektif bakış açısıyla çalışabileceği için, kaş yapayım derken göz çıkarma ihtimalimiz de olabilir. Nereden başlayacağımızı bulmakta zorlanabiliriz.
Olumlamamız şu olabilir:
“Geçmişin gölgesinde ve öfkesinde yaşamamın beni ve tüm hayatımı yıprattığının farkındayım. Bu yüzden, kendimi, yuvamı ve ailemi şifalandıracak şeyin, yaşamın kendisini sevgiyle kucaklamaktan geçtiğinin bilincindeyim. Affedilecek birilerinin olmadığını; yaşamımın, eylemlerimin sonucunda şekillendiğini biliyorum. Geçmişle hesaplaşmak yerine barışmayı; Geçmişten kaçmak yerine sarılmayı seçiyorum. Yüce Yaradan’ın kimsenin düşmanı olmadığını, yaşadığımız hayatın geçiciliğini, ÖZ’de ruhun gerçek görevinin Varoluşun Muhteşemliğini Seyretmek’ten başka bir şey olmadığını idrak ediyorum.”
Kaan Karabulut
Yorumlar
Yorum Gönder