ASTROLOG KAAN KARABULUT

  YAY BURCUNDA GÜNEŞ TUTULMASI Yay burcunda gerçekleşen Tutulma, kişisel / toplumsal açıdan değer, inanç ve vizyonların gözden geçirilip, yeni bir hedef belirlenerek ümit dolu bir yolculuğa çıkılmasına olanak tanıyor. Yay burcu, görüş alanı geniş, arzuları yüksek ve değişken, bilinci derin bir enerjiye sahiptir. Genel olarak ihtimallerin ve olanakların çoğaldığını fark edebilirsiniz ancak bunların hangisinin gerçekten işe yarayacağını düşünmeye başladığınızda kaybolursunuz. O zaman burada bakış açısını “güncel” olana çevirmek, olan biteni objektif bir gözle değerlendirmek ve mantıklı analizler yapmak, yolunuzu açacaktır. Kişisel / Toplumsal katı inanç kalıpları, fanatizm ve bağnaz anlayışlar yolu tıkayabilir veya temeli olmayan iyimser bakış açıları karmaşaya ve uyuşukluğa neden olabilir. Uzun vadeli veya uzak hedefli planlarınız varsa, bunları gerçekleştirmek adına atacağınız adımlarda, yolun sonunu baştan hesaplamaya kalkmak yerine, yolculuk boyunca karşınıza çıkan durumları, fırsata

 GÜNEŞ CHIRON ÜÇGENİ Acı dolu günleri, yok sayılmayı, yara izleriyle dolu bir savaşın izlerini silmenin yolu bazen, her şeyi geride bırakarak, hayata yeniden gözleri açmakla başlar. Yenmek veya yenilmek önemli değildir! Kazanan veya kaybeden yoktur. İnsanın, olmadığı biri gibi davranması, aidiyet hissetmediği yerde var olmaya çabalaması aslında kendini reddetmektir. Chiron Koç, bazen gereksiz yere amacını aşan ve her şeyle savaşan ruhların aldığı yaraları, bazen de vakti zamanında kendini ortaya çıkarmaktan çekinen ve mücadeleyi daha başlamadan bırakan kişilerin kayıplarını ifade eder. Güneş Yay burcunda Chiron ile uyumlu bir açıyla selamlaşıyor. Sizi görmeyenleri, görmezden gelenleri, mücadele ettiğiniz alanlarda sizi yok sayanlarla didişmeyi bir kenara bırakın. Boşa kürek çekmenin bir fayda sağlamadığını kabul edin. Yeni bir pencereden bakın, yeni bir öğretinin ve olasılığın yolunu gözleyin. Hikayenin başrolünde siz varsınız. Dolayısıyla sizin gösterdiğiniz empatiye denk olan ilişki

  BOĞA DOLUNAYI Toprak elementinin sabit niteliği olan Boğa, değişime karşı en çok direnç gösteren, sabırlı, huzur arayan, keyfine düşkün, özdeğer duygusu yüksek olan bir burçtur. Uranüs gibi sarsıcı ve yenilikçi bir enerjinin, Boğa dolunayı ile etkileşimde olması, kişisel ve kollektif olarak tüm varlıkların (insan, hayvan, doğa vd.) tutunduğu değer yargılarının hızlı bir değişim sürecine girdiğini anlatır. Boğa zodyakta 2. Burçtur ve para, maddi manevi güven, tecrübe, her tür birikim, toprak, varlık olarak tanımlanan değerlerle ilgilidir. Bu dolunay, temelleri yaklaşık 1.5 yıl önce atılan konuların yansımalarını gösterecektir. Ekonomik açıdan zor dönemler yaşayan insanoğlu, bugüne kadar kendine kalıp olarak belirlediği yöntem ve alışkanlıklarından vazgeçmek zorunda kalacaktır. Zira Uranüs, yüksek bilinci aşılamak ve kolektif paylaşımı, eşitliği tahsis etmek adına, insanlığın birbirine ve tüm gezegene katkı sağlamak için emek sarf etmesi, mücadele etmesi gerektiğini vurgulayan bir ener

  JÜPİTER ve İNANÇLAR Yaşam amacınızın ve enerjinize yön verme iradenizin değerini bilmek çok önemlidir. En basit, sıradan işlerinizi aydınlık ve anlamlı hale getirin. Her gün uyanmanızı, rutin işleri zorlanmadan  tamamlamanızı sağlayan veya sizi harekete geçmekten alıkoyan o gücün arkasında, farkında olsanız da olmasanız da bir “inanç” olduğunu fark edin. İşte, doğum haritanızdaki Jüpiter’i buldunuz. Jüpiter, Yay burcu ve 9. Ev ile bağlantılıdır. Şöyle düşünün: Bir eğitim almaya karar verdiğiniz zaman, nihayetinde bunun geri kalan hayatınızda size maddi manevi refah ve imkan sağlayacak bir işe dönüşmesini hesap etmeniz gerekir. Dolayısıyla, merak ettiğiniz ve aydınlanmayı seçtiğiniz konular, hayat boyu size olumlu katkılar sağlayacak öğretiler olmalı, varlığınıza asalet ve ışık bahşetmelidir. Doğduğunuz ülkenin ve bölgenin manevi değerleri, atalarınızın geçtiği yollar, inançlarınız üzerinde büyük etki gösterir. İnancınızı dengeleme yolunu bulmak için kendi doğum haritanızdaki Jüpiter

  BESLENME ALIŞKANLIKLARI Günlük plandaki çok basit kuralların, hayatınızın geri kalanını düzene sokmak konusunda yardımcı olacağını hiç düşündünüz mü? Örneğin yemek konusu! Günümüzün karmaşık ve çoğunlukla negatif mesajlarını bolca barındıran iletişim çağı içerisinde, yemek yerken sessiz ve huzurda kalmaya özen gösterin. Tüm nimetler, içlerinde yaşamın öz ışığını barındıran yoğunlaşmış enerji gruplarını taşır. Dolayısıyla, gıdanın vücutta yapıcı enerjiye dönme aşaması, yeme faaliyetiyle başlayıp sindirimle devam eden bir süreci kapsar. Öfkeyle / nefretle, bir tartışma esnasında veya televizyonda / internette olumsuz mesajlar içeren bir şeyi izlerken yediğiniz yemek, “şifa yerine zehir olur”. O yüzden sessizlik ve duruluk ilkesine çok dikkat etmek gerekir. Eğer olumsuz duygu durumundan hemen çıkamıyorsanız o halde sakinleşene kadar bir şey yememelisiniz. Zira mideden başlamak üzere, vücut bu olumsuz enerjiye birçok noktada tepki gösterecektir (ekşime, yanma, hazımsızlık, çabuk acıkma g

MARS / PLUTO SATÜRN JÜPİTER KARESİ Bir alanda ilerlemek için odaklanmak, çaba sarf etmek, sabır ve sebat etmek, bunları sevgiyle, ilahi ışıkla korumak, aydınlatmak gerekir. Koç burcunda ilerleyen Mars, var olan tüm bağlayıcılık ve zincirleri koparmak, yeni bir sayfa açmak için yüksek bir arzu oluşturmaya devam ediyor. Masada bekleyen yığılmış işler, bugüne kadar “taahhüt edilip tutulmayı bekleyen sözler ve görevler” biraz baskı yapsa da yine de kaçıp git me arzusu yüksek. Özgürlük ve Sorumluluk bir bütündür. Sorumluluk olmadan özgürlük insanı çıldırtır ve özgürlük olmadan sorumluluk insana hapis hayatı yaşatır. Kuzey Ay Düğümü İkizler’de olduğuna göre, sorunlara gerçekçi, mantık çerçevesinde ve çözüm odaklı bakılması gerektiği ön plana çıkıyor. Başlanmış ve eksik bırakılmış işleri tamamlamak, eğer mümkün değilse akışın getirdiği yeni yöne adapte olmak gerekecektir. Her daim yarım bırakılan başlangıçlar vardır. Önemli o

YANSIMALAR Tıpkı bünyemize dokunan gıdaları yediğimizde, onları sindirme sorunu yaratması ve bize acı vermesi gibi; “yaradılış kodumuza” uygun olmayan insanlarla bağlantıda kaldığımızda da benzer bir “sindirim” sorunu yaşayabiliyoruz. Bu da hayatımızın “tıkanmasına” neden oluyor. Yaşamda birbirine benzer ve zıt olan birçok şey yaratılmıştır. Örneğin; Atlar atlarla, aslanlar aslanlarla gezer. Arılar arılarla, karıncalar karıncalarla birlikte çalışır. İnsanda da durum farklı değildir. Ancak insan, zekasını ve iradesini kullanma biçimiyle diğer varlıklardan ayrılır. Dolayısıyla, dıştan bakınca herkes insan kılıfına sahiptir ama ÖZDE, KALBİN ve AKLIN derinliklerinde başka hesaplar yatmaktadır. O halde, ilişkilerimize dışardan objektif bakarak “beni, hayatımdaki insanlarla bir arada olmaya iten his, alışkanlık ve ihtiyaç nedir? Düzeltmem veya paylaşmam gereken ne gibi gerekçelerden dolayı onlarla bir aradayım?” şeklinde sormamız gerekir ki, doğru yolda olup olmadığımızı görebilelim! Felaket

SİZİ KİM ARIYOR? Sizi bulma ümidiyle yola çıkanları arayın. Sizden vazgeçenler zaten gitmiştir, onları bulduğunuzda yeni bir şey olmayacaktır. Herkes, birbirinden ihtiyacı olanı alır ve yoluna devam eder. Sevgiyle dolu olanlar, birbirlerinin kalbine akmaya ve mutluluğu paylaşmaya; sevgiye aç olanlar, köşe bucak kaçışarak arayışlarına devam eder. İnsanlığa doymayanın ruhu mutluluktan uzağa göçer. Gidenler hakkında düşündükçe, içinde bulunduğunuz AN ve gelecek çöker. Siz gönül ışığınıza sarılın, tüm acılar gibi bu da geçer. Sizi kimin aradığını düşünüyorsanız, önce içinize bakın. Belki ümitleriniz sizi bekliyordur. Yeniden başlama sözü veresiniz diye heyecanla size bakıyordur. Belki güzel ve eşsiz yetenekleriniz, keşfedilmek için sabırsızlanıyordur. Kendinizi tekrar bulmanın ve dünyaya “işte buradayım ve yaşıyorum” demenin vakti gelmiştir. Belki barınaktaki bir hayvan, belki anne şefkatinden baba himayesinden uzakta büyümeye çalışan bir öksüz yetim arıyordur sizi. Belki bakımevinde gün s

KARŞIT AÇILAR ve TAMAMLANMA Hayat, zıtlıkların deneyimiyle gelen bir öğrenme süreci. Sevgiden mahrum olanı bekleyense, gri bir ıssızlık yeri. Kalbini, tüm mucizevi olasılıklara açanlar içinse Cennet, aşkla baktığı simadaki bir çift gözün içi. Bizi oradan oraya çekiştiren tüm deneyimler, kavgalar, kayıplar, karnımıza ağrılar sokan arzular, tutkular, korkular, terk edilişler, bizi anlamayanlarla etrafımızın dolu olduğu hapishaneler.. Hepsinin tek bir amacı var: Öğretmek. İnsanın kendi içinde tüm zıtlıkları BİR’leyebilmesi için, karşısındaki kişilerle bunları yaşayarak tamamlaması gerekir. Aşk da böyle bir şeydir. Doğum haritamızdaki zıt ve kare açılar da aynı ilke üzerinden çalışır. Her seferinde içimizde oluşan arzular ve bunları tatmin etmek için oluşturduğumuz hareketler, yeni bir hikayenin temelini atar. İnsan, kendisinde olmayanı ister, ona doğru çekilir.. Ve eninde sonunda bu arzunun karşılığı ona verilir. Bu aşama tamamlanır ve insan sorar “evet sırada ne var?”. Y

Biraz fazla yaklaşırsın.. Kaçar. Biraz uzaklaşırsın.. Gözden kaybolur. Aşk, imkansızlıkları bulur. .. ve sonra onu kendi kalbinde, yapayalnız saklanırken buldum. Aşkının ızdırabından rengi solmuş, mermer gibi buz kesmişti. Yoktu gözyaşı, belli ki akıyordu kalbindeki boşluğa. İçinde yükselen arzularını yok saymanın bedelini, donarak ödüyordu.. ölüyordu. Anladım ki, sevmek değil acı olan, sessizlikti. Karşı duramamaktı imkansızlıklara ve yakasından çekiştiren hayata. Herkesin cevap beklediği bir AN’da o artık susmayı tercih etmişti ve atmıştı kendini zindanlara. Yeniliğe doğru dönüşmek için ölmek gerekiyor elbette. Ama kendini hapsederek ve yok ederek değil. Koşmalı Güneşe doğru kucak açarak, Aydınlanmalı yandıkça yanarak. Arınmalı, ruhunun etrafını saran karanlıkları parçalayarak. İnsan, kendi olabildiğinde mutlu ve sağlıklıdır ancak. Pluto, olayları ve ilişkileri kontrol etme gücümüzü yansıttığımız bir araçtır. Fakat ne acı ki, o bizi, dünyevi arzularımızla kıskıvra

"URANÜSYEN" BOĞA YENİ AY'I - SEVGİNİ EK, MUCİZENİ BİÇ 23 Nisan 2020 Saat 05:25'de Boğa Burcu'nun 3 derecesinin içinde, Uranüsyen bir Yeni Ay gerçekleşecek. Boğa'nın 3 derecesi, ezoterik bilgilere göre Isis'in tahtı olarak geçer ve "Yaşam Veren" özelliğini temsil eder. Bu yüzden, Ay gibi beslenmeyle yakından ilgili olan bir göstergenin Boğa gibi "verimli" bir burçta yücelmesinin arka planı da anlaşılmış olur. Önce biraz teknik olarak Yeni Ay'ın açılarına bakalım: Yeni Ay'ın haritasında Koç burcu yükseliyor. Yeni Ay, Boğa burcundaki Uranüs ile kavuşum açısı içerisinde. Yeni Ay, Kova burcundaki Satürn ile kare açı içerisinde. Uranüs Satürn karesi zaten uzun bir süre hayatımızda olacak. Yükselen yöneticisi Mars Kova burcunda ve İkizler burcundaki Venüs ile üçgen açı içerisinde. Merkür, Koç burcunda yükselen noktası ile kavuşumda ve hem Mars hem de Venüs ile uyumlu açı içerisinde. Haritanın 12. evinde Balık

SATÜRN KOVA BURCUNDA - TOPLUMSAL AHLAK / HÜNER ÇATIŞMASI Satürn'ün 22 Mart 2020'de başlayan Kova burcu yolculuğu, 7 Mart 2023 tarihine kadar sürecek. Yani yaklaşık 3 yıllık bir süreçten bahsediyoruz. Bununla ilgili çok fazla yazı yazılmıştır, biz şimdi biraz daha farklı bir açıdan bakacağız. Satürn klasik anlamıyla, içinde bulunduğu burç ve ev konularında bazı kısıtlamalar, engellemeler ve gecikmeler yaşatır ki, kişi bu enerji alanında birikmiş sorunlarını çözüp meseleyi gerçek değerine ulaştırabilsin. Sabır, sebat, dürüstlük, ahlaklı olmak, tedbirli davranmak, zamanı etkin yönetmek, plan program yapmak gibi ilkeler de Satürn'e aittir. Bir gezegen, bir burçta ilerlerken, onun karşısında yer alan burcun enerjisini de yoruma katmak gerekecektir. Karşıda ne var? Aslan burcu! Yöneticisi kim? GÜNEŞ. Hiyerarşinin baş otoritesi konumunda olan Güneş, egonun saf yansımasıdır. Engel tanımaz. Engel denilen şey nedir ki? Gezegenler, onun sayesinde var olmuştur ve O'

SATÜRN'ÜN KARMA İLKELERİ Sürekli koşan, eklem ve iskelet hastalıklarından; hiç yerinden kalkmayan da kireçlenme yüzünden bir gün yürüyemez hale gelebilir. İşte Karmik Denge prensibi de böyle çalışır. Abarttığımız iş ve davranışları kontrol altına almalı, üşendiğimiz sorumluluklara el atmalıyız. Yukarıdaki alegoriyi (benzetmeyi) açarken, Satürn'ün doğum haritalarımızdaki çalışma ilkelerini inceleyeceğiz. Dikkat ederseniz cümlede iki aşırı uca yönelmiş insan davranışı yer alıyor. 1. Eklemlerini çok yoran sürekli kendini hırpalayan kişi 2. Hiç yerinden kalkmayan, eklemlerini çalıştırmayan ve iskelet sisteminin sağlıklı işlemesine engel olan kişi. Satürn'ün doğum haritasındaki işaretleri de benzerdir. Bulunduğu burç ve ev, kişisel anlamda sınırlarımızın olduğu yerdir. Aynı zamanda, endişe edip çekindiğimiz, doğru şekilde enerjisini ifade edemediğimiz ve üzerinde sabırla çalışmamız gereken alanları ifade eder. Gezegen sıralamasında Satürn, göksel bir kapı (