SATÜRN KOVA BURCUNDA - TOPLUMSAL AHLAK / HÜNER ÇATIŞMASI

SATÜRN KOVA BURCUNDA - TOPLUMSAL AHLAK / HÜNER ÇATIŞMASI

Satürn'ün 22 Mart 2020'de başlayan Kova burcu yolculuğu, 7 Mart 2023 tarihine kadar sürecek. Yani yaklaşık 3 yıllık bir süreçten bahsediyoruz. Bununla ilgili çok fazla yazı yazılmıştır, biz şimdi biraz daha farklı bir açıdan bakacağız.

Satürn klasik anlamıyla, içinde bulunduğu burç ve ev konularında bazı kısıtlamalar, engellemeler ve gecikmeler yaşatır ki, kişi bu enerji alanında birikmiş sorunlarını çözüp meseleyi gerçek değerine ulaştırabilsin. Sabır, sebat, dürüstlük, ahlaklı olmak, tedbirli davranmak, zamanı etkin yönetmek, plan program yapmak gibi ilkeler de Satürn'e aittir. Bir gezegen, bir burçta ilerlerken, onun karşısında yer alan burcun enerjisini de yoruma katmak gerekecektir.

Karşıda ne var? Aslan burcu! Yöneticisi kim? GÜNEŞ.

Hiyerarşinin baş otoritesi konumunda olan Güneş, egonun saf yansımasıdır. Engel tanımaz. Engel denilen şey nedir ki? Gezegenler, onun sayesinde var olmuştur ve O'nun etrafında döner. Ama bedenlenmiş insan için aynı şartlar geçerli değildir. Karmik olarak insanın dünyada bedenlenme sebepleri, Satürn'ün bulunduğu burç ve ev konularıyla yansıma bulur. Dolayısıyla kişi kendi karanlık noktalarını ve eksiklerini tespit edip olumlu çözüme kavuşturmadan yani Satürn'ünü çözmeden, Güneş'ine erişemez. Aynı zamanda Güneş, bu karanlık noktaların aydınlatılması için kişiye ruhsal bir "IŞIK" yakmaktadır.

Aslan burcu, saf yaratım, sanat, kişisel beceriler, her türlü görsel şölen, erk / güç, buyurganlık, en tepede söz sahibi ve yetkin olmak gibi özellikleri bünyesinde barındırır. Evet o saf yaratıcılıktır ama insanoğlu sınırlı bir bedende doğmuştur ve nefsinin kurbanı olmaya yatkındır. Benlik duygusuna kapılıp kendisini ve bahşedilen yetenekleri zorbalık, etrafındakileri hor görme ve kibir için de kullanabilir. Güneş'in erdemlerini almamış bir insan Satürn'ün ızdıraplarıyla karşılık bulmak zorunda kalır.

Dolayısıyla, ister hayatımızda yer alan insanlar olsun isterse toplumun çok yücelttiği "yüksek becerileri olan" herhangi bir kesimden insan olsun, bu kişilerde, onların "yetenekleriyle ne kadar şatafatlı işler yaptıkları" değil, gerçekten "erdemli, ilkeli ve samimi şekilde toplum yararını gözeten" davranışlar sergileyip sergilemedikleri yönünde vasıflar aranmalıdır.

"Onların hayatı ve yaşam tarzı bizi ilgilendirmez" diyebiliriz tabi. Ancak insanın ortaya koyduğu yeteneklerle yaşam tarzı birbirine paralel değilse burada bir samimiyetsizlik ve tutarsızlık ortaya çıkar, bu da sanatın veya becerilerin ortaya koyulmasındaki güdünün "dünyevi makama" odaklandığını gösterir. Yani çağımızın "-mış gibi" yapanlarını.

Aklımıza şu sorular gelebilir. Kişi yeteneklerini ortaya koyarken kendini bulma yolculuğundaysa, bunun gereğinden fazla yüceltilmesinin ve çok paye verilmesinin sebebi nedir? Eğer çok gözde bir yere geldiyse, o zaman kişiliğinin arkasında, bu makamı hak etmesini sağlayan herhangi bir erdem ve olgunluk var mıdır? Aslında bu karmaşa, toplumun değer yargılarındaki kırılganlıklardan ve bireylerin kendisinden başka insanları "gereğinden fazla" önemsemesinden ileri gelir.

Bilmek, yetenekli ve hünerli olmak, çok yüksek zekaya sahip olmak, özünde kıymetlidir ama nihai hedef değildir. Çünkü bunlar kişinin manevi anlamda gelişebilmesi için bahşedilmiştir ve "emanettir". Önemli olan bu beceri ve keşifleri hangi maksatla kullandığımızdır. İnsan, Yaratıcı tarafından bahşedilen yeteneklerle kendi bilgeliğini derinleştirmeli, önce kendisine hakim olmayı öğrenmeli, kollektif düzenin bir parçası olduğunu kabul etmeli, sonra yeteneklerini hem kendisi hem de toplumun yararına olacak işlerde kullanabilmelidir.

Her birimiz özel varlıklarız. Satürn Kova geçişinde, kişisel ve toplumsal değer yargılarımızı gözden geçirmeliyiz. Önce kendi varoluş misyonumuzu anlamalı, yaşama neler katabileceğimizin keşiflerini yapmalı, zamanın (Satürn) aleyhimize işlediğini idrak etmeli, her gün kendimizi ve yaşamı daha mükemmel hale getirmek için sıkı çalışmalıyız.

Sevgiler.

Kaan Karabulut

kaankarabulut@gmail.com