GÜNEŞ VE SATÜRN İLİŞKİSİ - YETENEKLER ve SINIRLAR
GÜNEŞ VE SATÜRN İLİŞKİSİ
Tanım: İnsan, kendisine verilen yetenek ve nimetleri
(Güneş) yanlış kullandığında, kıymetini bilmediğinde veya
değerlendiremediğinde, kendisine o konulara denk bir darlık, kıtlık (Satürn)
verilir. Bu da denge prensibidir ki insan varoluş gayesini bu şekilde idrak
eder.
Burada bahsettiğim tanımlamayı açıyorum. Doğum haritasında Güneş'in yerleştiği alan (Burç ve Ev), kişinin yaşam amacını yani misyonunu anlatır. Bu da bir nevi kişinin yeteneklerine işaret eder zira Güneş, Aslan burcunun ve 5. evin yöneticisidir, dolayısıyla kişinin öz yetenekleri ve yaratıcılık yönüyle doğrudan bağlantılıdır. Yani biz Güneş'i haritada nerede görürsek görelim, kişinin yaratıcılığını besleyen özellikleri yansıtması gerektiğini anlarız. Bunu da elbette Güneş'in bulunduğu burç ve ev üzerinden yorumlarız.
Yaradılış sisteminde bir kötülük yoktur. Yani, "doğum haritam çok kötü" gibi bir tanımlama doğru değildir zira karma prensibine göre, hayatımız ne kadar felaketlerle dolu olsa da bunların hepsi karmik yansımanın bir getirisidir. Bizi astral ışığımıza kavuşturabilmek için, eterik bedenimiz etrafında biriken tortularımızı temizlemek üzere doğum haritamız mevcut şeklini almıştır. Bunu tek seferde yapmak mümkün olmasa da, yaşadığımız süre boyunca ve imkanlar el verdiğince, doğum haritamızın bizim üzerimizdeki tasarrufunu idrak etmemiz gerekir.
Satürn birçok yerde devreye girer. Bedenlenme başlangıcımızdan, bu gezegenden çıkış AN'ımıza kadar her aşamada oradadır. Çünkü Satürn klasik anlamıyla, hem disipline eden, toparlayan, sıkıştıran, engelleyen hem de bir şeyi istikrarlı tutan, dağılmasını engelleyen bir göreve de sahiptir. Dolayısıyla doğum haritasında Satürn'ün yerine baktığımızda, orada birkaç önemli nokta görürüz:
Satürn'ün düzenleyicisi Mars'tır. Yani Mars, Satürn'ün hizmetini yapmakla mükelleftir. O zaman Satürn'ün bulunduğu yer, karmik geçmişte Mars'ın eylemlerinin eksik ya da fazla, bir şekilde yanlış kullanıldığı alanı işaret eder. Bu da kişinin motivasyonlarının doğru yönlendirilmediğinin bir sonucudur. Şimdi düzeltilmek üzere oraya bakılması gerekir. Retro konumdaysa, tekrar eden karmik bir borcun söz konusu olduğu öngörülür.
Satürn, bu yaşam planında dikkatle incelenmesi gereken hassas alandır. Bazı doğum haritalarında, baskı ve kısıtlayıcı rolü daha fazladır ve kişiyi yavaşlatmaya çalışır (buna ihtiyaç vardır), bazı haritalarda bu baskı sonucu elde edilmesi gereken cesaret ve özgüveni ortaya çıkartmaya çalışır (kişiyi sıkıştırarak kendi yolunu bulmasına teşvik eder). Daralttıktan sonra genişleten, sıktıktan sonra gevşeten, aldıktan sonra veren gibi tanımlamalar yapabiliriz. Her zaman ekilen kadar biçilmesine izin verir. Bu kadar katı ve sert kurallar koymasının sebebi, dünya illüzyonundan çıkmanın kolay olmamasından kaynaklanır. İnsanın nefsi kolay kabarabilir ve kendi öz gerçekliğini çabuk unutabilir. Bu yüzden hayat boyu insan ne kadar bilgeleşse de, en ufak bir yanlışında Satürn'ün tırpanı biçmeye hazır bekler.
Güneş saf egoyu anlatırken Satürn bu egodan arınmayı anlatır. Hatta egoyu yok sayabilir zira Güneş, Kral / Kraliçe arketipiyle hükümdarlığı ve gölge kısmıyla kibri ifade ederken, Satürn tüm kibri ve krallığı deviren, egoları yutan bir yokluk halini temsil eder. Demek ki insan, Güneş'i ile, ilahi kaynaklarda belirtilen "yeryüzünün halifesi, yeryüzünün kralları" görevini üstlenmek üzere buradadır. Ama bu görevi sırasında benliğe kapılıp kibre yenik düştüğünde, kendini diğer canlılardan üstün gördüğünde, karşısında acımasızca hesap görmeyi bekleyen Satürn'ü bulacaktır.
O zaman şunu anlarız: Doğum haritasında Güneş'in vaad ettiği aydınlığa, berekete, yeteneklerin mutluluğuna, huzuruna erişebilmek için, kişi yaşadığı hayatın tuzaklarını görebilmeli, sorumluluklarını fark etmeli, karmik geçmişte yaptığı hatalara bir daha düşmemelidir. Verilen yetenekler doğru ve verimli bir biçimde kullanılmalı, tembellik yapılmamalı veya maddi çıkarlar uğruna heba edilmemelidir. Bu denge kurulduğunda, Satürn tüm süreçleri en iyi şekilde sağlamlaştırır ve kişinin ilahi hakkını teslim eder. Bir nevi kişi o zaman gerçekten özgürleşir.
Sevgiler
KAAN KARABULUT
kaankarabulut@gmail.com
kaankarabulut@gmail.com
Yorumlar
Yorum Gönder